DİĞER
"Aysun Kara hikâye anlatma meselesinin farklı görünümlerini, anlattığı hikâyenin temel parçalarından, temel unsurlarından biri olarak, hatta kurucu bir unsur olarak kurgulamış. Bu kurgu sadece hikâye anlatıcılığını romanın meselelerinden biri olarak belirlemiyor, daha önemli bir işlevi var; olay örgüsünün çatallanması, çapraşıklaşması da bu sayede mümkün oluyor."
"Roman her ne kadar birbirlerine hikâyelerini anlatarak varlıklarını sürdüren mahkûmların cezaevindeki hayatlarını konu ediyorsa da, katmanlı anlatımı itibariyle tek bir mekânla sınırlı değil. Sinematografik bakışını anlatıcının hikâye, zaman ve geçmiş arasında kurduğu çetrefilli bağlara borçlu."
Özen Yula'nın kısa bir süre sonra Doğan Kitap'tan basılacak olan Her Zerre Kara adlı romanından kısa bir bölümü Tadımlık olarak sunuyoruz...
"Di Navberê De (Arada) filmindeki ana karakterin –yani Osman’ın– dil problemi hayli ilginçtir. Türkçe konuşmasına rağmen Türkçe anlamaz, Kürtçe anlamasına rağmen Kürtçe konuşamaz. Bu dramatik-politik durum, tıp literatüründe bilinmeyen patolojik bir vaka ya da psikanalizde hiç olmayan bir sendrom olarak görünür."
"Salgını, ekonomik krizi, iklim krizi, demokrasi krizi, açlığı, susuzluğu, savaşı, sınıf ayrımı, tüketimi, aç gözlülüğü, duvarları giderek artan ve ağırlaşan dünyada mizah ve karikatür bir şeyi değiştirmese bile, en azından bunların müsebbipleriyle makara geçme fırsatı verdiği için ferahlatıcıdır. Çünkü onca çabalarına, rütbelerine, bitmek bilmeyen ünvanlarına rağmen gerçekte anca bir karikatür figürü olabildiklerini gösterir."
Doğada Oyun ve Sanat Kampları’nda sanatçı ve sanat eğitmenleri Yasemin Erdin Tavukçu, Yeşim Tezgören ve Zeynep Cin çocukların oynayarak, çizerek, şarkı söyleyerek, dans ederek, bitkilere dokunarak, ağaçlara sarılarak doğaya, kendi doğalarına yakınlaşmalarına vesile oluyorlar. Pandemi sebebiyle ara verdikleri kamplarının muhteviyatını ve çocukların kendilerine sağlanan özgür ifade alanlarıyla nasıl da sağlıklı yetişkinliklere adım atabileceklerini konuştuk.
"Hem 17 Haziran’da hem Beyaz Ev’de haritasız, pusulasız, tüketime sırtını dönmüş, coğrafyasız, kimliksiz, eşya ve nesne biriktirmeyen, kütüphanesi olmayan bir yazar var."
Uykusuzluğu edebiyattan mitolojiye, psikolojiden popüler kültüre uzanan bir yelpazede ele alan Marina Benjamin'in Burcu Uluçay tarafından çevrilen Uykusuzluğun Şarkısı kitabından tüm uykusuzlara tadımlık bir bölüm...
Mahir Ünsal Eriş: Dil iktidardır. Dili de iktidar belirler o yüzden. Kendi dilini kurmak iktidarın dayattığı dilin yanında ya da karşısında durmaya bağlıdır.
LIain Bamforth tarafından derlenen Kütüphanedeki Beden, Charles Dickens’tan Franz Kafka’ya, Virginia Woolf’tan Susan Sontag’a, John Berger’dan Oliver Sacks’e uzanan bir yelpazeyle tıbbın toplumsal tarihini edebiyat aracılığıyla aydınlatıyor. Kitaptan tadımlık bir bölüm K24 okurları için...
“Niçin kültür alanında iktidar olamıyoruz” sorusunu, Tanpınar’dan ilhamla, şu şekilde değiştirmeyi öneriyorum: Kültür alanında muktedir olsaydık bunu fark edebilir miydik?
Dilek ağaçları, ev ağaçları, ulu ağaçlar ya da bunların sembolik anlamları kentsel planlama ve tasarım araçlarıyla değil, yaşanarak üretilebilir
Daha Fazla
© Tüm hakları saklıdır.
↑ Yukarı çık